İstemek Üzerine
- Selver Akdoğan
- 10 Ağu 2023
- 2 dakikada okunur
23 yaşımda 10 saatlik bir yolculukta mıydı kendimi sorgulama anım?
Onca saat bir koltuğun üstünde hareketsizce hiçbir şey yapmadan, üretmeden, yaratmadan sadece varlığımı sürdürerek... nefes alarak.. Etrafımdaki insanlarla aynı yerden gelip aynı yere gittiğimi bilip aynı yolu, yaşları benden iki yahut üç kat daha fazla olmalarına rağmen, daha çok yol kat ettiğimi düşündüğüm o yargılayıcı ama küçümsemeyen bakışlarımla gerçeklerin gölgesindeki durumumda gelip geçen manzarama bakıyorum.
Nerdeyim, nereye gidiyorum?
Kimdim, kimim ve kim olmak istiyor göğsümün tam ortasındaki ateş?
Batmakta olan günün yansıyan son ığının gölgesinde, dışarıda olmak istiyorum.
Gördüğüm her bir doğa mücizesini aklıma kazımak istiyorum. Keşfetmek istiyorum. Yaşamak istiyorum. Bir camın ardındaki manzaraya bakıp temiz havadan mahrum olmak istemiyorum.
Kendim olmak istiyorum. Büyük işler başarmayı, büyük insan olduğumu göstermek istiyorum.
Geçenlerde bir söz okumuştum.
Büyük insan olunmaz, büyük insan doğulur.
Son zamanlarda özellikle hayatımın belki de son çeyreğinde hayat bana hiç dokunmadığı noktalardan dokunuyor.
Ruhumun hiç varlığından haberdar olmadığım, en ücra ve histerik noktalarına elektrik akımı gönderiyor.
Zihnimin en derin geçitlerinde bir mantarın ışık olmadan, beyni olmadan, yol bulması gibi çözüm sunuyor.
Büyüyor muyum?
Yoksa onca yazarın dediği gibi, oluyor muyum?
Duygularını sonradan kazanan bir çocuğa göre kendimi oldukça geliştirmiş olduğumun farkındayım. Artık insanların gözünün içine baktığımda gözlerimi kaçırmama gerek kalmıyor, artık görülmekten korkmuyorum artık var olduğumu saklamıyorum. Artık utanmıyorum. Güzel şeylere ilgim olduğunu saklamak zorunda kalmıyorum. Artık güzelliğimi saklamak zorunda kalmıyorum. Artık insanların gözünün içine ilk baktığımda savaşmıyorum ya da savaştan kaçmıyorum. Artık insanların gözünün içine baktığımda zaferimi kutluyorum.
Bir doğumu gördüğümdeki ifademle bir ölümü gördüğümdeki ifademde bir farklılık yok artık.
Kazanılmış duygularımı geri mi kaybediyorum yoksa sadece yeniden mi büyüyorum. Bilmiyorum.
Korkuyorum. Enerjimden, Allahımdan kokup yok olmaktan, bir hiç olmaktan, Kaybolmaktan korkuyorum.
Tehlikeli olmaktan korkuyorum.
Can yakmalarımın duygusalla sınırlı kalmamasından,
Kendime hakim olamamaktan
Canlı hissetmek için bir canı acıtma fantezimin insanların ruhlarıyla sınırlı kalmamasından korkuyorum.
Ama aynı zamanda karanlığın olmadığı yerde aydınlığın olamayacağının ve ışığın sadece karanlıkta değerli olduğunun da farkındayım.
İçimdeki yüceliğin gün geçtikte arttığının farkındayım.
Aynı zamanda içimden karanlığın da...
Kaybetmek artık benim için kazanmaktan daha zor. Zor olmanın nedeni bunu yaşamanın zorluğu değil. Kaybetmekten korkmuyorum.
Devasa bir ego ile müthiş bir mütavaziliğin arasında sıkışmış durumdayım.
Büyük savaşları kazanan birinin kendi içindeki savaşları verme zamanının geldiğini görüyorum.
En büyük savaşlar kendi içimdizdeki savaşlardır.
Artık kaçmak yerine savaşacak kadar büyüdüm.
Kendimden kaçmayıp anlamayı tercih ediyorum.
Anlamayı, affetmeyi ve kabul etmeyi.

Comentários